1. sadece epistemolojinin bir ayağı olarak değil ama insanın genel bir yaşam kaidesi olarak takınabileceği en zor, ancak daha iyi bir dünya için en iyi tavırdır 'şüphecilik'. neden mi? çünkü bir şüpheci, hiç kimseye dini, dili, ırkı, dünya görüşü ve genel olarak tüm yaşam tercihleri ve nitelikleri dolayısıyla haset beslemez, insanlık tarihindeki katliamların sorumlusu olarak her zaman başa oynayan ideolojilere saplanıp kalmaz; bu durumda tam bir bilgisizlik içindedir o. ancak şüphecilik, epistemolojik sınırlardan çıkıp gerçek bir ahlaki duruş olacaksa, önüne koyulan yemeğimi yoksa tabağımı yemesi gerektiği hakkında kuşkuya düştüğü için öğrencilerinin zoruyla beslenen pyrrho gibi olayı egzajere ederek değil, her fikrin kendi refleksiyonuyla idealize edilmesinden kaçınılması gerektiğini iyi gören 'yeni akademia'nın kurucusu karneades'in, ''en azından hiç bir şeyin bilinemeyeceğini biliyorsun'' diyen birine ''hiç bir şey bilip bilmediğimi de bilemem' diye cevap vererek, yapılabilecek en bilgece hareketin rasyonel düşünme ve ampirik deneyime dayalı sonuçlar ve çıkarımlarımızın yalnızca 'olasılığı' üzerinde durmayı öğütlemesi gibi, realist bir paradigma ile yapılandırılması gerekir.